Şu 30 enteresan bi yaş.... Arada kalmışlık dönemi adeta... Artık ne gençsin, ne de yaşlı... Kendini ne gençlere dahil edebiliyor insan, ne de orta yaşlılara... 29'dan 30'lu yaşların başına geçiş birçoğumuzda özellikle de kadınlar için epey sancılı geçermiş...
O belirtiler bende de kendini göstermiyor değil; hayatı, yaptıklarımı, başarı ve başarısızlıklarımı, geçmişi daha fazla sorguluyorum... Daha acımasız eleştiriyorum kendimi... Yavaş yavaş yaşlanmaya başladığımı da hissediyorum, aldığım kiloları eskiye oranla çok daha uzun zamanda veriyorum, ya da eskisi gibi aşırı hareketli yerler yerine sakinliği tercih ediyorum, işte daha fazla yorulduğumu hissediyorum...
Hayata bakışım da eskisi kadar net değil; hayatın siyah ve beyaztan ibaret olmadığını, grilerin de olduğunu kabul ediyorum ve ona göre davranıyorum artık....
Keşke insan bunları yaşı çok daha küçükken görebilse, anlayabilse, farketse ve ona göre davransa... Ama zaman böyle birşey işte insanı birçok yönden geliştiriyor, farklı yapıyor ama yanında 'şimdilik azıcık' olan yaşlılık belirtileriyle...
Yaşam döngüsünün bu şekilde olduğunu kabul ederek, daha da yaşlanacağımı, ama yaşlanırken daha da olgunlaşıp bilgeleşeceğimi bilerek yaşıyorum artık... Yaşıtlarım benimle aynı duyguları mı paylaşıyor bilemiyorum ama itiraf etmeliyim ki o günleri biraz da korkuyla bekliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder