Hürriyet

25 Şubat 2011 Cuma

Selam vermeyen erkekler...


Acaba bugün ne yazsam diye düşünürken, konum 'yanında nişanlısı olan bir arkadaşımın beni görüp, selam vermemesiyle' birlikte resmen önüme düştü. Ben de bu konudaki sıkıntılarımı yazmaya karar verdim.

Neden yanında sevgilisi, sözlüsü, nişanlısı ya da eşi olan erkeklerin bir kısmı arkadaşlarını görüp de selam vermez? Korktukları nedir? Ya da neden bu kadar güvensizlerdir?

Bu olay benim azımsayamayacağım kadar çok kez başıma geldi. İşyerinde ya da arkadaş grubundan tanıdığın, belli bir diyaloga sahip olduğun, geçmişte de aranda en ufak birşey geçmemiş olan erkeklerin yanında partnerleri varken selam vermeden, pas geçmesi çok sinir bozucu birşey...

Şimdi önce erkeklere sonra da kadınlara soruyorum. Ama ilk sorum erkeklere...

Neden yanınızda partneriniz varken kız arkadaşlarınızı görmemezlikten gelirsiniz? Eğer cevabınız 'partnerim çok kıskanç, problem çıkmasın' ise neden kendinize bu kötülüğü yapıyorsunuz? Bu kadar güvensiz biriyle ne kadar yolunuza devam edebilirsiniz? Tekrar düşünün derim...

Gelelim diğer sorumu yönelteceğim hemcinslerime...

Neden bu kadar kıskanç ve güvensizsiniz ki, partnerinizi herşeyden ürken, pasif bir konuma sokuyorsunuz. Eğer cevabınız 'ya evet ben biraz kıskancım' ise yorumum; bence biraz değil, epey kıskançsınız ki partneriniz kendini böyle davranmak zorunda hissediyor olacak.

Ama eğer diyorsanız ki 'bana o güven vermiyor, ona bir türlü güvenemiyorum'... O zaman niye onunla berabersiniz? Ve neden hayatı önce kendinize sonra da ona cehenneme çeviriyorsunuz?

Bu yazdıklarım her kadın ve her erkek için geçerli olmayacaktır, böyle davranmayan elbette bir sürü çift de vardır. Ama aksi şekilde davranan çiftlerin sayısı da oldukça fazla. Ben de bu yazımda buna değinmek istedim...

3 yorum:

  1. Canım ya senin başına çok gelmişse eğer..demekki yanındaki kızın yada nişanlısının seni kıskanacağını düşündüğü için böyle davranmış olabilir o arkadaşın yada arkadaşların ... güzellik başa bela şekerim ya.. sende bu bu surat varken işin zor ecem...

    YanıtlaSil
  2. kılıbık erkekler hiç te az değil malesef kendi değerlerini belli ediyor böyle tipler işte ....kıskanç kadınların da kendilerine ve sevgilerine güvenleri yok demek ki adamın üstünde baskı kuruyorlar...

    YanıtlaSil
  3. "bu kadar güvensiz biriyle ne kadar yolunuza devam edebilirsiniz?"

    10 tane kız arkadaş tecrübesi edinip de hepsinin korkunç şekilde o kıskançlık denilen baş belası çalıya bir şekilde takıldığını söylesem ne dersin. gerçekçi olarak kendini düzeltir misin yoksa doğru bildiğini okumaya devam eder misin. çünkü pratiği bizzat yapan sen değil erkekler olunca senin hiç bir şey konuşmaman veya konuşacaksan bu durumları hesaba katman gerekiyor. görüş açını genişletmen gerekiyor. kılıbıklık vs. kalıplarla ilişkilendirme psikolojisi dar bir düşünceye dayanıyor. toplumda belirgin olan çoğunluğun düşüncesi. bu anlayış olaya salt duygusal yaklaşmandan kaynaklanıyor. çok duygusal bir toplum olduğumuzda bunları aşmış geniş insanların acıyarak bakacağı bir durum.

    genelde bu durumdaki erkekler senin dediğin olayı farklı farklı ilişkileriyle defalarca tecrübe ediyor çoğunlukla aynı sonucu görüyor ve artık olayın oraya gideceğini sezdiği için ona göre bir disiplin ediniyor. ama o disiplinde topluma ait. erkek toplumdan daha çok etkileniyor.

    ve kadınlar senin düşündüğün kadar geniş, uyumlu olamadı. henüz olamadı. kendine, partnerine ve ilişkisine zarar veren duygularını ilişkinin başından itibaren hep tetikte tuttuğu için o tetik bir zaman sonra patlıyor. erkeklerde aynı durumda. ama çogunlukla kadından dolayı :) kıskançık daha yoğun olarak kadında olan veya kadından bir şekilde pire gibi erkeğe atlayan bir şey. ama o kıskançlığın başlangıcında yine bir kadın oluyor. neresinden gözlemlerseniz gözlemleyin. bu kadın ırkı yaradılıştan böyle diye kendi kendinizi teselli etmeye çalıştığınız zamanda bir bakıyorsunuz erkek kıskanç olmuş hatta bir takım kadınlar dedikodusu yapar olmuş. oda bu kadının arkadaşları oluyor genelde. yani kıskanan kadın, kıskanç denilen kişi erkek, kıskançlığın dedikodusunu yapanda yine kadın. kendinde olmayan iğrenç bir huyu başkasının gözüne sokarcasına aşağılamaz insan. bu elmanın armuttan kırmızı oluşu kadar doğal ve belirgin bir şey. belki bu sadece bizim ülkemizin kadınının durumdur. kılıbıklıkla ilişkilendirme gayesi olan ilişkilendirir.

    neticede çoğunluk bu durumdaysa bundan çıkacak sonuç kadınlar senin düşündüğün kadar kadar geniş olamadı çünkü erkekler kadınların bu tarafını düzeltemedi. erkekler hep kadında bu korkuyu yarattı. bu korku kıskançlık olarak kendini gösterdi. şüphecilik ve güvensizlik ile yoğrulmuş buram buram sahtelik kokan ilişkiler çıktı ortaya.

    kadın duygusal varlık. duygu erkekte de var beton değil bu erkek fakat düşünce yapısı deyince kadında duygusal taraf, erkek de mantık ön ön planda. neyin doğru neyin yanlış olduğu saplantısına girmeden basitçe kıskançlığın sebebinin anlaşılmasını istiyorum. duygular patlamaya hazır tabanca gibi tetikte. eninde sonunda o kıskançlık çalısına kadın hatta iki taraf da takılır. önemli olan bireylerin el ele verip bunları aşabilmesi. kıskançlığın çocukça şeyler olduğunu iki tarafında kabullenmesi. konunun dışına çıktım belki ama bunlarında anlatılması lazım. algıların düzeltilmesi toplum zihniyetinin yıkılması bireylerin özgür düşünebilmesi özgür ilişki kurabilmesi uyum içinde yaşayabilmesi için.





    YanıtlaSil